Doksanlı yıllardan günümüze... Köprünün altından çok sular aktı.
Fazilet Partisi ilçe başkanlığının hemen akabinde girdiği 1994 yılı mahalli seçimlerini az farkla kazanamayan Ali İnci, inancından ve azminden hiçbir şey kaybetmedi ve bu arzusuna 1999 seçimlerinde ulaştı. Ali İnci artık Hendek Belediye başkanıydı.
***
İlk iş olarak kendisini tebrike gelen vatandaşların getirdiği çiçekleri açık artırma ile satarak ilçeye bir adet modern Ambulans kazandırması ile Hendek ilçesinde değişimin ilk sinyalleri verilmiş oldu.
Arkasına halk desteğini alan İnci, istişareye ve ortak akla her zaman önem verdi, değer verdi ve vu davranışı ile Hendek tarihinde gerçekleşmesi belki de mümkün görünmeyen dört dönem üst üste yerel yönetimde söz sahibi oldu.
***
Saat mefhumunu unutan, aile yaşantısını Hendek halkı adına ikinci plana atan İnci, ilçe genelinde yaptığı icraatler ile bazı sivil toplum örgütleri, Başbakan ve Cumhurbaşkanından aldığı ödüller ile bu başarılarını taçlandırdı. Onun her konuştuğu, olay; her yaptığı gündem oldu.
***
İnci bu uzun siyaset döneminde çok sayıda insanı yanına alarak onları da bu millete hizmet etme imkanı sağladı. Belki de hiç göremeyecekleri makamları, kısa zamanda elde etmelerine imkan sağladı ancak ne yazık ki bazı kişiler bunun kerametinin kendilerinden olduğu düşüncesi ile davranmaları İnci'nin tepkisine neden oldu ve onları yine aldığı yere bırakması nifak tohumlarının yeşermesine vesile olsa da İnci, hiç oralı olmadı açıkçası kuru gürültüye pabuç bırakmadı...
***
Siyaset uzun soluklu bir yoldur...
Hendek siyaset literatürüne altın harflerle yazılan bu söz, İnci'nin siyasi pusulası oldu. İnci, milli görüşten gelen, milli görüş terbiyesi ile büyüyen bir dava adamı olarak tarihe geçti. Belediye başkanlığı döneminde olsun sonraki dönemlerde olsun REİS diye tabir edilen günümüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hep arka durdu. İlk olarak Doğu ve Güneydoğuda başlattığı açılım sürecine hiç gözünü kırpmadan kendince destek oldu. Yetmedi, paralel yapıya savaş ilan etti ve üzerine düşeni fazlası ile yaptı.
***
Siyaset işliyor, hayat devam ediyor, tarih akıyor ve 7 Haziran seçimlerinde bizzat Cumhurbaşkanı ve başbakanın isteği doğrultusunda Belediye başkanlığı koltuğunu bırakarak 25. Dönem Sakarya milletvekili adayı oldu. Hatırlayınız... O dönemde Sakarya'da Ak partinin beşinci sıradan milletvekili çıkarabilmesi imkansızın ötesinde bir şeydi. Ama o yılmadı, çalıştı, çalıştı, çalıştı ve hak ettiği yere adeta kendi becerisi, çalışkanlığı ve azmi sayesinde geldi. Yaşanan süreç sonunda beklenen hükümet kurulamadı ve 1 Kasım seçimlerine gidildi.
***
Kendisine karşı savaşı hazmedemeyen paralel cenah, İnci'yi kardeşinin üzerinden vurmayı başardı. Oysa yaşananlara geniş açıdan bakacak olursan bölgemizde , bu günlerde çokça gündem olan Twetter mesajları doğrultusunda bir çok çirkin ilişkilere bulaşan belediye başkanları koltuklarını korurlarken Sakarya genelinde günah keçisi konumuna sokulan Ali İnci , koltuğundan oldu ve kısa dönem milletvekilliği görevini 5 ay yapabildi. Gerisi hepimizin malumu...
***
Ali İnci bu, siyasetten uzaklaşması, ayrı kalması düşünülebilir mi? Böyle de oldu ve İnci, hiç alınganlık göstermedi ve 'Siyaset uzun soluklu bir yoldur, büyüklerimin kararıdır, bize saygı duymak düşer' sözü ile yine gündeme oturmayı bildi.
***
1 Kasım seçimleri sonrasında 7 Haziran yenilgisini bertaraf eden AKP tek başına hükümeti kurdu. Ekonomide, politikada ve son terör eylemlerinde radikal kararlara imza attı. İsmi unutulmaya yüz tutan İnci, Sakarya medyasında ve sosyal sitelerde yaptığı açıklamalar verdiği röportajlarla her zaman siyasetin içerisinde olduğunu, Sakarya siyasetinin İnci'siz olamayacağını haykırarak; ? Hendek siyasetini tamamladım. Bundan sonraki hedefim ya Sakarya Büyükşehir Belediye başkanlığı ya da Milletvekilliği. 2019'da masada olacağım.? Diyerek siyasi rakiplerinin kulaklarına kar suyu kaçırdı. Ali İnci, oyunu açık ve şeffaf oynayan kişiliği ile halkın gönlünde yer alırken asla rakiplerini belden aşağı vurmadı, ayaklarının atına karpuz kabuğu koymadı. Çünkü onun siyaset anlayışı siyasetin halka hizmet adına yapıldığı, kişisel menfaatlerin devlet menfaatlerinin önüne geçilemeyeceği ahlak ve prensiplerine dayanıyordu. Doğru olan da bu değil mi?
***
Burası Türkiye Cumhuriyeti...
Orta doğunun merkezi, Dünya savaşlarının çıktığı bir coğrafi bölge. Emperyalist güçlerin dünya var oldukça vazgeçemeyecekleri yer altı zenginliklerinin bulunduğu bir coğrafya... Dış güçlerin bu hegemonyasına baş kaldıran bir lider ve sürdürdüğü siyasetten huzursuz olan dış güçlerin ülkemiz içerisinde operasyonlara girişmesine müsaade etmeyen Türkiye'yi bu kararlılığından vazgeçirmeye çalışan emperyalist oyunlar bu coğrafyada geçmişte de yaşandı şimdi de yaşanıyor ve dünya var oldukça da Hilal ile Haç'ın mücadelesi devam edecektir.
***
Nitekim, işte gelinen noktada ülke siyasetinin hali içler acısı. Umarız bu gelişmeler Doğu ve Güneydoğuda süre gelen terör ile mücadelemizi sekteye uğratmaz, kırılgan bir ekonomiye sahip olan ülkemizde ekonomik kriz derinleşmez, sosyal yapı çökmez...
***
Ne demişti Ali İnci ?
2019'da masadayım!
Bu ya çok iyi bir öngörü, ya çok iyi bir tahlil, ya siyaseti çok iyi okuma, ya da bir tesadüf...
Adı her ne olursa olsun.
Yaşanan gelişmelere baktığımızda istifa eden bir başbakanın ardından Ak Parti parti MYK'da büyük değişikliklerin yaşanması olağan... Belki de hemen yakın bir tarihte erken seçim...
Objektifimize Sakarya siyasetine çevirelim...
Bugün Sakarya siyasetine yön veren, genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan Sakarya milletvekili Ayhan Sefer Üstün'ün ve ekabir takımının Ali İnci'ye bakış açısını, önyargılarını bilmeyen yok...
***
Peki bu gelişmeler sonrasında Üstün'ün Sakarya siyasetini yönlendirme, dizayn etme çabası, etkisi bir anlam taşır mı, yaptırım gücü kalır mı?
Bana göre kalmayacaktır ve Sakarya'da Üstün siyaseti başbakanın istifası ile bitmiştir.
Siyasi mevta olacağı söylenen Ali İnci'ye siyaset kapıları ardına kadar açılmıştır.
Bundan sonrasını şimdiye kadar Ali İnci'ye karşı önyargı ile hareket edenler düşünsün...