Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 629. Hafta basın açıklamasında Kuzey Irak referandumu ele alındı. Küresel güçlerin, bölgemizi butik devletler olarak bölmek istediğine vurgu yapılan açıklamada, Türkiye-İran ittifakının ABD-İsrail ittifakının kabusu olduğu ifade edildi.

Diriliş Saati Dergisi'nden Ali Fethi Gürler'in okuduğu açıklamada, mezhebi ve etnik ayrışma üzerinden bizi birbirimize düşürecek tezgahlara karşı uyanık olmamız gerektiğine dikkat çekilerek, 'Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük her türlü girişimi asla tasvip edemeyiz. Sorunlarımızı bölünmeden ve şiddete başvurmadan müzakerelerle çözmek zorundayız.' denildi.
Gün; Bölünme ve Şiddete Hayır Deme Günüdür!
Irak Kürdistan bölgesinde yapılan bağımsızlık referandumunun yankıları devam ediyor.
Barzani referandumu ısrarla yaparak bölgesel gerginliği zirveye taşıdı.
Irak merkezi hükümeti ile olan sorunları nedeniyle bağımsızlığa giden yolu açtığını ifade eden Barzani acaba ne kadar haklı ve samimi?
Amerika'nın desteğiyle ayakta duran Barzani hükümeti, Amerika'nın yönlendirmesi doğrultusunda bağımsızlık referandumunu yaptı.
Amerika bölgemizde bölmeye ve şiddete oynuyor. Diğer bir deyişle Amerika Ortadoğu'da ülkeleri butik devletler halinde bölmek ve bu bölünmenin sonucu ortaya çıkacak kaostan yararlanmak istiyor.
Amerika, İsrail ve batılı müttefiklerinin bölgemizdeki oyununa gelmemek zorundayız.
Müslüman halklar coğrafyamızın zaten yeterince parçalanmış yapısının daha fazla parçalanmasına müsaade etmemelidir.
Mezhebi ve etnik ayrışma üzerinden bizi birbirimize düşürecek tezgahlara karşı uyanık olmalıyız.
Türk, Kürt, Arap, Acem halkları kardeştir. Aramızdaki sorunları Amerika'ya havale etmeden kendi irademiz ve kardeşlik bilinci ile çözebiliriz.
Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük her türlü girişimi asla tasvip edemeyiz. Sorunlarımızı bölünmeden ve şiddete başvurmadan müzakerelerle çözmek zorundayız.
Amerika ve İsrail'in bölgesel hesaplarına hizmet edenler bunun vebalini ağır ödeyeceklerdir.
Ulus devlet paradigmasını yıkarak belirli etnisite veya mezhebe dayalı devlet reflekslerini terketmeliyiz. Farklı etnisite ve mezheplerin tüm hak ve özgürlüklerden aynı ölçüde yararlandığı adem-i merkeziyet esaslı yönetimler inşa etmeliyiz.
Kürdü, Türkü, Arabı, Acemi, Şiisi, Sünnisi, Alevisi ile bir arada farklılıklarımızla yaşayabileceğimiz düzenler kurarak Amerika'nın elindeki kozları boşa çıkarmalıyız.
Aksi takdirde Kuzey Irak ile başlatılmak istenen süreç yakın bir zamanda İran ve Türkiye'ye sıçramaya adaydır.
Şeytanı temsil eden Amerika ve İsrail bölgemizdeki hedeflerine ulaşamayacaklardır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye ittifakı Amerika-İsrail şer ittifakına bu fırsatı vermeyecektir.
Özellikle Türkiye ve İran ittifakı Amerika-İsrail ittifakının kabusudur.
İsrail tarafından yapılan son açıklama bunu teyid etmektedir. Şöyle söyleniyor: "Türkiye İran ya da İsrail'i tercih konusunda karar vermelidir."
Türkiye'yi yönetenler İran ile yapıcı ve kalıcı bir işbirliği için kararlı olmalıdırlar. Cumhurbaşkanı'nın önümüzdeki hafta gerçekleştireceği İran ziyareti bu kararlılığı pekiştirecektir.
İran ile işbirliği konusunda sürekli zihinleri bulandıranlar, şüphe uyandıranlar bilerek veya bilmeyerek Türkiye'nin geleceğine ihanet ediyorlar. Aynı şahıslar bilerek veya bilmeyerek Amerika ve İsrail'in değirmenine su taşıyorlar.
Gün; tam bağımsızlık için ayağa kalkma günüdür.
Gün; Amerika'nın Müslümanlara taktığı prangaları kırma günüdür.
Gün; Amerika'nın bölgesel planlarını bozma günüdür.
Gün; bölme tezgahına karşı bütünleşme ve ümmet bilincini kuşanma günüdür.
Gün; şiddeti reddedip, sadece ve sadece müzakere yolu ile barışı temin etme günüdür.
Gün; İslam Birliği'ni kurma günüdür.