Televizyonların gerek gündüz kuşaklarında gerek akşam kuşaklarında en çok izlenen programlar arasında 'toplumun içine düştüğü durumu yansıtan' gerçek hayat hikâyeleri yer alıyor.
Program isimlerine gerek yok hepiniz biliyorsunuz, bu yazıyı yazmak için bir kaç program izledim, midem kaldırmadı, içim daraldı, öfke fırtınasına kapıldım.
Cinayetler, çocuk hırsızları, tecavüzcüler, hırsızlar, gaspçılar, evden kaçanlar, eşini darp edenler, üç beş hayvanı çalmak için bir sürü evi cayır cayır yakıp içindekileri öldürenler, uyuşturucu kaçakçıları, eşini aldatanlar, mafya elemanları, gayri meşru çocuğunu sokak ortasına bırakıp kaçanlar, hepsi ekranlarda.
32 kısım tekmili birden!
Çıldırmış bir toplumun, hasletlerini kaybetmiş bir toplumun içine düştüğü sosyolojik vahşetin bin bir türlü hikâyesi her gün ekranlarda.
Hiç biri senaryo değil.Hepsi gerçek.
Program yapımcıları ne yapsın, onların bir suçu yok, bir toplumda bu kadar malzeme olur da kullanılmaz mı?
Ağlanacak hallerini çekirdek çıtlatarak izleyen bir toplum haline geldik.
Cinayetin envai çeşidi. Boğmak mı istersiniz, kesmek mi, kafasına vurmak mı?
Necip milletimizin (!) bireyleri en ince detaylarına kadar ekranlarda anlatıyor.
Çocuk kaçırmanın türlü türlü halleri...
Birbirinin kuyusunu kazan akrabalar, komşular, aileler.
Hepsi en ince ayrıntısına kadar TV ekranlarında!
Sokağa çıktığınız zaman mayın tarlasında yürür gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Bu toplum, bu toplumun sokakları, caddeleri, köyleri, insanları bu kadar pisliği ne zaman üretti de farkına varmadık?
Üç kuruş para için bir ev içindekilerle birlikte nasıl diri diri yakılır? Namus ve ahlak denilen kavramlar nasıl bu kadar derin bir şekilde ayaklar altına alınır?
Bu kadar mı aile yapısı tahrip edilir, bu kadar mı gayri meşruluk ayyuka çıkar.
Toplum, içine düştüğü durumu her gün bir reyting malzemesi olarak keyifle izliyor.
Neden bu hale düştük, neden böylesi kriminal bir hale geldik, neden bu kadar yozlaştık diye soran yok.
Patatesi-soğanı konuşmak yerine asıl toplumun bu halini konuşmak lazım.
Gün gelir soğanın fiyatı düşer, kokusu geçer ama bu vahametin kokusu geçmez.
Koku, her yeri her sokağı her apartmanı kuşatır hale gelince iş işten çoktan geçmiş olur.
Çünkü yıkılan ailedir. Aile yıkılınca toplum yıkılır, devlet yıkılır.
Kendi menaati uğruna her şeyi yapmaya hazır bir canavar haline gelmiş bireylerle dolu toplumun bir ıslah reformuna ihtiyacı var.
Kapitalizmin en vahşi tecrübesini yaşayan insanımızın, paraya ulaşmak için her yolu meşru görür hale gelen insanımızın 'paradan öte şeyler' olduğunu idrak eder hale gelmesi şart.
Televizyon ekranlarından yansıyan görüntüler alarm veriyor. Hatta alarm ötesi bir durum var. Duymazsanız altında kalırsınız.
Muharrem Bayraktar