Başbakan Davutoğlu 'Parçalanmış bir Suriye istemiyoruz. İranlı muhataplarımla da paylaştım, 100 yıl önce Sykes-Picot bölgeyi parçaladı, tekrar daha küçük parçalara bölünmesine izin vermemeliyiz' dedi.
Davutoğlu, Brüksel'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, ilk zirvenin 29 Kasım'da yapıldığını ve 28 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeyle, liderlerle bir araya gelerek Türkiye AB ilişkilerinde yeni bir dönem başlattıklarını söyledi.
Bu bağlamda yine 28 ülkenin katılımıyla ikinci zirvede bir araya geleceklerini dile getiren Davutoğlu, 29 Kasım'da aldıkları kararla yılda en az bir kere ama değişik formatlarda, iki kere bir araya gelme kararı aldıklarını kaydetti.
Davutoğlu, 29 Kasım'da üzerine mutabık kaldıkları bir eylem planı olduğunu ifade ederek, bu eylem planının Türkiye- AB ilişkilerinde yeni bir döneme, yeni bir aşamaya geçildiğini, bu çerçevede bir fasıl açıldığını belirtti.
Fasılların açılmasına ivme katmak için de önemli çabalar sarf edildiğini, daha önce Schengen sistemine Türkiye'nin entegre olması ve vizesiz Avrupa seyahati imkanı tanınması bağlamında vize muafiyeti anlaşması, geri kabul anlaşması uygulama eylem planlarında da mutabık kaldıklarını vurgulayan Davutoğlu, Türkiye olarak gerek gerekli reformları adım adım yaptıklarını anlattı.
Davutoğlu, 1 Kasım sonrası atılan reform adımlarının önemli bir kısmının Schengen sistemine entegre olmakla ilgili olduğunu kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
'Üçüncü önemli ayağı Gümrük Birliği'nin reforme edilmesi. Bugünkü şartlara intibak edecek şekilde yeniden gözden geçirilmesi. O konuda da önemli çalışmalarımız var. Dördüncü önemli bir ayağı da Suriye bağlamında Türkiye ile AB arasındaki istişarenin yoğunlaşması ve mülteciler konusunda birlikte çalışma iradesi. O günden bugüne bu konuda çok önemli mesafeler alındı. Türkiye'nin attığı adımlar oldu. AB'nin atmayı taahhüt ettiği ve attığı adımlar oldu. Biz bunu bir insani mesele olarak temelde görüyoruz. Türkiye bu yükü beş yıldır tek başına neredeyse taşıyor. Ama 2015?in ikinci yarısından itibaren konunun Avrupa gündemine taşınmasıyla birlikte Avrupa'da görmekte olduğumuz duyarlılıktan memnunuz. Ortak çalışma iradesinden de bu anlamda memnunuz.'
Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'u Ankara'da ağırladıklarını anımsatarak, bütün bu eylem planının unsurlarını gözden geçirdiklerini anlattı.
BRÜKSEL PROGRAMI
NATO'nun yapacakları, ateşkes sonrası Suriye'deki durum, Türkiye'ye gelen mültecilerin burada ihtiyaçlarının karşılanması ve bunun için ayrılan 3 milyar avroluk fonun kullanımı ve Ege'de alınacak tedbirler de dahil olmak üzere bu konuları kapsamlı olarak gözden geçirdiklerini dile getiren Davutoğlu, bu akşam uçaktan iner inmez Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile üçlü bir görüşme yapacağını söyledi.
Davutoğlu, yarın sabah Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile görüşme yapacağını, daha sonra Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile bir araya gelmeyi planladıklarını anlatarak, ardından da 28 ülkenin liderleriyle birlikte masa etrafında konuyu ele alacaklarını dile getirdi.
Yine sonraki aşamalarda da Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve kendisinin katılımıyla üçlü bir toplantı gerçekleştireceklerini dile getiren Davutoğlu, bu konudaki çalışmaları gözden geçireceklerini söyledi.
AB ve Türkiye Zirvesi çalışmalarını tamamladıktan sonra NATO Genel Sekreteriyle görüşeceğini belirten Davutoğlu, Suriye sınırındaki gelişmeler, Ege'de NATO'nun yapacağı katkılar başta olmak üzere Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçları bağlamında daha önce çerçevesi belirlenmiş eylem planının hayata geçirilmesinin de ele alınacağını ifade etti.
Davutoğlu, yarın akşam İzmir'e döneceğini, salı günü İzmir'de Türkiye-Yunanistan Ortak Bakanlar Kurulu Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi toplantısının her iki taraftan da 10?a yakın bakanın katılımıyla ve Çipras'ın gelmesiyle, kendi ev sahipliğinde yapılacağını anlattı.
Salı günü akşam da Ankara'ya geçeceğini dile getiren Davutoğlu, her gün bir başka yerde olduğunu, Ankara, Tahran, Brüksel, İzmir ve Ankara'da olarak bir devran dolaşarak ülkenin tanıtımını gerçekleştirmek ve karşı karşıya kalınan meydan okumalarla ilgili gerekli çalışmaları yapmak için çaba sarf ettiğini söyledi.
RUHANİ İLE GÖRÜŞME
Başbakan Davutoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
'İran ile Türkiye arasında bölgeye ilişkin yeni bir yol haritası veya atılacak adımlar konusunda somut bir takım gelişmeler olacak mı?' sorusuna ilişkin Davutoğlu, 2003 yılında Irak Savaşı olduğunda da Türkiye'nin, bölge ülkelerinin bu meseleyi çözmesi için Komşu Ülkeler Platformu'nu kurduğunu hatırlattı.
İlkesel olarak bölge ülkelerinin kendi sorunlarını çözerek kardeş kavgasına son vermesini benimsediklerini anlatan Davutoğlu, 'Bu bağlamda Suriye'de de farklı bir tutum takınmadık. Suriye'de de bölge ülkeleri istişaresine önem verdik. Bu bağlamda Türkiye ve İran'ın özel konumları var' dedi.
Davutoğlu, İran ziyareti esnasında Türkiye ile İran'ın Suriye konusunda ortak bir perspektif geliştirebilmesinin imkanlarını araştırdıklarını belirten Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin açıklamalarının 5 ana konuda mutabık kalınmasına yönelik değerlendirilebileceğini dile getirdi.
Bölge ülkelerinin, bölgenin kaderini önyargı olmadan konuşmasının diğer ülkelerin dışlanması anlamına gelmediğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
'Ateşkesin sağlanması için Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasında yapılan görüşmelerin ya da AB'nin mülteciler konusuna yaptığı katkılara bir itirazımız yok. Ancak özellikle son dönemde, bölge ülkelerinin kanaatleri, düşünceleri çok fazla da dikkate alınmadan gidilecek süreçler olabileceğini intiba verilen gelişmeler söz konusu oldu. Bu bölgenin ülkeleri, hepimiz ortak kaderi paylaşıyoruz. Suriye ve Irak söz konusu olduğunda, her iki ülkeye de komşu olan Türkiye bu anlamda özel bir öneme sahip. Türkiye her iki ülkeye de, Suriye ve Irak'a komşu olmak bağlamında. Türkiye ve Ürdün iki ülkeye komşu. İnşallah önümüzdeki günlerde Ürdün'e de bir seyahatimiz olacak. Sayın Ruhani ile mutabık kaldığımız ikinci husus, bölge ülkelerinin aktif olması dışında ateşkesin sürdürülmesi ve kardeş kanının mümkün olduğunca durması. Bunun içinde ortak çaba sarf etme kararı aldık. Şu an ateşkes kırılgan bir durumda. Maalesef Rusya hala saldırılarına devam ediyor. Birçok yerde rejimin ateşkes ihlalleri var. İran'ın bu konuda etkisini kullanması önemli. Bizim de muhalefet nezdinde etkimiz var. Birlikte ateşkesin sürdürülmesi için çaba sarf edeceğiz.'
PARÇALANMIŞ BİR SURİYE İSTEMİYORUZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasının önemine vurgu yaparak, bununla ilgili çeşitli senaryoların ortalıkta dolaştığını söyledi.
Davutoğlu, 'Buna izin vermemek için Suriye'nin yekpare güçlü bir Suriye olarak varlığını sürdürmesi konusunda mutabıkız. Parçalanmış bir Suriye istemiyoruz. İran'da, görüşmelerimizde de İranlı muhataplarımla paylaştım. 100 sene önce Sykes-Picot bölgeyi parçaladı. Tekrar daha küçük parçalara bölünmesine izin vermememiz lazım. Bizim bölgeyi daha büyük ölçekte bir araya getirebilecek çabalara girmemiz lazım. Burada İran ve Türkiye'nin yapabileceği katkılar vardır' değerlendirmesinde bulundu.
Yeni oluşacak Suriye'de herkesin temsil edildiği, kimsenin dışlanmadığı bir siyasi yapının olmasını isteyen Davutoğlu, 'Irak'ta bu yapılamadığı için Irak'ta hala huzurun, sükunun sağlanamadığını hep beraber görüyoruz' dedi.
Terör örgütleri DAEŞ ve PKK'ya karşı gerek Irak ve gerek Suriye'de birlikte hareket etme kararlılığı aldıklarını aktaran Davutoğlu, İran'la alınan kararların bir çerçeve çizdiğini dile getirdi.
Bu çerçeve içinde İran ve diğer komşu ülkelerle görüşmeleri sürdüreceklerini belirten Davutoğlu, her zeminde bu çerçeveye sadık kalınması için çaba sarf edeceklerini ve mesajları uluslararası kamuoyuna vermeye devam edeceklerini kaydetti.
Bir gazetecinin 'Dokunulmazlıkların kaldırılmasında tüm dosyaların indirilmesi gibi bir yol mu izlenecek, yoksa sadece HDP'li milletvekillerin dosyalarıyla ilgili adım mı atılacak? Ayrıca MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin anayasa referandumu konusunda yaptığı çıkışı nasıl yorumladınız?' şeklindeki sorusu üzerine Davutoğlu, dokunulmazlıklar konusunun bir dönemdir gündemde olduğunu söyledi.
Bunun sadece siyasilerin değil toplumun da gündeminde olduğunu ifade eden Davutoğlu, terörü teşvik eden bazı açıklamalarla, terörü kutsayan bazı taziye ziyaretleri gibi uygulamaların, milletin mahşeri vicdanında çok derin yankılar ve tepkiler doğurduğunu aktardı.
'Bunu yok sayamayız' diyen Davutoğlu, dokunulmazlığın siyasilerin Meclis kürsüsünü fikir özgürlüğü içinde ve demokratik hukuk devleti kuralları içinde kullanma özgürlüğü olduğunu kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
'Kimsenin Meclis kürsüsüne müdahale etmemesini teminat altına alan bir özgürlüktür. Bu bağlamda dokunulmazlıkları savunuruz, savunacağız ama dokunulmazlık, Meclis kürsüsünün veya diğer siyasi faaliyetlerin hukuk devleti kurallarının dışına çıkma özgürlüğü de değildir. Burada çok ciddi bir toplumsal tepki var. Sadece Türkiye'nin batısında, kuzeyinde değil, ziyaret ettiğim Doğu, Güneydoğu bölgelerinde de çok ciddi tepki var. Şırnak'ta, Silopi'de de bu tepki var ve orada da insanlar, cuma günü oradaki vatandaşlarımız bizlerle kucaklaştığında, çok açık şunu ifade ettiler; ?Bunlar bizi temsil etmiyor Sayın Başbakanım' diyor, ?Bu tavırları, aman Kürt vatandaşlarımıza mal eden yaklaşımlara izin vermeyin' diyor. Bir kardeşimiz orada ?Ankara'daki saldırıda bizim canlarımızı alanları biz lanetliyoruz' diyor. Yükselen toplumsal tepki var ve bu haklı bir tepki. Dolayısıyla dokunulmazlıkların böyle istismar edilmesini engelleyecek bir tavır almamız gerekebilir. Benim bugün kastettiğim bütçe görüşmelerinden hemen sonra bir sürecin başlamasına da bütçe görüşmelerinden sonra Meclis Başkanımızla da istişare edeceğiz.'
SAYIN KILIÇDAROĞLU'NDAN CEVAP BEKLİYORUM
Bunun parti meselesi olmaması için bir çağrıda da bulunduğunu anlatan Davutoğlu, dokunulmazlığın bütün Meclis'in üzerinde mutabık kaldığı ve milletvekillerinin tek tek hakları olan bir konu olduğunu söyledi.
MHP ve CHP'ye de çağrıda bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, 'Bu konuda tutumlarını görmek istiyorum. MHP bir açıklama yaptı, CHP'nin de tutumunu görmek istiyorum' ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bu meselenin bir AK Parti'nin tek başına yürüttüğü bir meselenin ötesinde, biz tek başımıza kalsak da ne yapacağımızı biliriz ama Meclis'in itibarını korumak, hepimizin ortak meselesi. Hatta HDP için de hala çağrımı yapıyorum. Eski bir müftünün çıkıp açıklama yapmasını bekliyorum. Böyle bir taziye olur mu? İnsanlar niye vefat ettikten sonra ?Haklarınızı helal ettiniz mi?' sorusuna muhatap olur. Çünkü orada birilerinin hakkı olursa hakkını talep etmesi için. Bu 29 canı alan teröriste, o 29 canın yakınları haklarını helal ediyorlar mı, ettiler mi, etmediler mi? Şimdi bunun cevabını vermek lazım, cevap bekliyorum. HDP içinde olup da akademik hayatta tanıdığım profesörler var. Bilim etiği adına çıkıp cevap vermelerini bekliyoruz. Tavırları ne olacak. Şimdi bunu yapmak suretiyle bu meseleyi bütün Meclis'in itibarını koruyan bir mesele haline dönüştürmemiz lazım. Bazıları şuna döndürmeye çalışıyor: ?Bu mesele HDP'ye dönük bir tavır veya bir parti ile diğer parti arasında arasındaki ihtilaf.' Meclis'in onurunu korumak, hepimizin vazifesi. Biz AK Parti grubu olarak, çoğunluğa sahip grup olarak, bu onuru koruruz ama bakalım diğerleri ne yapacaklar. Bunu da gördükten sonra atacağımız adımla ilgili hukuk ne gerekiyorsa onu yaparız. Ne gerekiyorsa? Ama toplumun mahşeri vicdanının böyle her gün zedelenmesine, her gün bu vicdanın örselenmesine de izin vermeyiz. Bu bağlamda cevaplarınızı bekliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'ndan cevap bekliyorum. Böyle bir durumda tutumu nedir? Özellikle zikrettiğim diğer her milletvekili aldığı oy dolayısıyla saygındır. Fikirlerine katılmasak dahi ona oy veren vatandaşlarımıza saygımız olup ama insani özellikleriyle özellikle insani konuları sürekli gündemde tutan bazı HDP milletvekillerinin de bakalım tavırlarını, tutumlarını görmek isteriz.'
SAYIN BAHÇELİ'NİN DE TUTUMUNU DAHA AÇIK, NET ORTAYA KOYMASINI BEKLİYORUZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa referandumuyla ilgili konuşmasını okuduğunu belirten Davutoğlu, 'Mantık silsilesi ve cümleleri arka arkaya getirdiğimde, sonuç çıkarmakta zorlandığım yerler oldu. Dolayısıyla Sayın Bahçeli'nin bu konularda daha açık, daha net ifadeler kullanması, önümüzdeki sürecin aydınlatılması açısından ve atılacak adımlar açısından önemli. Yani şu netliği görmek isteriz Sayın Bahçeli'den. ?CHP olursa iyi olur Anayasa Komisyonu'nda ama CHP olmasa da ben varım' netliğini. ?Hani arkadaşlar çekilmeyecek' diyor, bu olumlu bir ifade ama arkasından gelen cümle, önünde gelen cümle, o ifadeyi naksedebiliyor. Onun için tutumunu açık ve net görmek isteriz. Gerek Anayasa Komisyonu'na katılım konusundaki tutumu, gerekse referandumla ilgili tutumu, tabi olumlu bir adım atarsa yani Anayasa Komisyonu'na katılım bağlamında, Anayasa Komisyonu kaldığı yerden devam eder' diye konuştu.
Davutoğlu, bir partinin sorumluluklarını yerine getirmiyor olmasının diğer partiye örnek teşkil etmeyeceğini aktararak, 'Her birimiz, kendi hesabımızı halkımızın önünde veriyoruz. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi'nin ?Başkanlık sistemi olursa ben gelmem' demesi, diğerlerine örnek teşkil etmemesi lazım. Ümit ederiz Sayın Kılıçdaroğlu, bir kez daha düşünür. Çünkü ben kendisiyle görüştüğümde böyle bir şartı bize öne sürmemişti. ?Biz kendi teklifimizi getiririz, siz de kendi teklifinizi getirirsiniz, darbe hukukundan arındırırız' gibi pozitif bir dille sürekli konuşulmuştu. Bu arada ne oldu, ben de merak ediyorum. Bir anda niye bu değişti bu tutum, dikkati şayandır. Sayın Bahçeli'nin de tutumunu daha açık net ortaya koymasını bekliyoruz' değerlendirmesinde bulundu.
SURİYE KONUSUNDA İNSANİ BOYUTUN ÖNE ÇIKMASI MEMNUNİYET VERİCİ
Başbakan Davutoğlu, 'AB zirvesiyle ilgili olarak 29 Kasım'da varılan mutabakatta bazı noktalarda adım atılmadığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi 3 milyar avroydu, şubat sonu, mart başı bekleniyordu, o para henüz gelmedi, ne zaman gelecek? Her zaman Türkiye'nin bu paraya ihtiyacı olmadığını söylüyorsunuz ama bu konu merak konusu. Birçok şey konuşuluyor ama Türkiye'den ne kadar mülteci alacağı konusunda hala bir uzlaşmaya varılabilmiş değil. Bu zirveden somut bir sonuç bekliyor musunuz? Müzakere başlıkları olarak da 23, 24. faslın biz ne zaman açıldığını göreceğiz?' şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
'Haklısınız bu bir eylem planı. Bu eylem planının Türkiye tarafına düşen unsurlar var, AB tarafına düşen unsurlar var. Biz Türkiye tarafıyla ilgili olan konularda önemli adımlar attık. Tabi Suriye'de krizin tırmanarak devam etmesi sebebiyle mülteci sayısında dramatik düşüş olmadı ama bir düşüş yaşandı. AB'nin şu anda 3 milyar avro ve alacağı mülteci kotalarıyla ilgili bildirimde bulunması lazım. Bu fonun yine vurguladığınız gibi, biz her zaman söylüyoruz, Türkiye tek başına da olsa bunu göğüsler, adaletsizce olsa da külfet paylaşımı açısından doğru bulmasak da biz vazifemizi yaparız ancak son Sayın Merkel ile olan görüşmemizde Sayın Tusk ile görüşmemizde de önümüzdeki günlerde, belki de haftalarda ama çok uzun olmayan bir sürede Avrupa Birliği ile mutabık kaldığımız Suriyeli mültecilerle ilgili ilk projelerin devreye girmesini, temel atmalarını gerçekleştireceğiz. Özellikle mültecileri ağırladığımız illerdeki okul yapımları, hastane ve diğer ihtiyaçlarla ilgili hususlar konusunda önümüzdeki günlerde ciddi bir hareketlenme bekliyoruz. Biz bu konularda projelerimizi hazırladık. Yarın da bu projeleri AB ile görüşeceğiz.'
Avrupa Birliği'nin kabul edeceği mültecilerin alımının da yarının önemli konularından birisi o olacağını kaydeden Davutoğlu, 'Burada bir sıralama yapılmasını çok doğru görmüyoruz. ?Önce sayılar düşsün sonra mülteci alınsın' ya da ?önce tümüyle mülteci akını dursun', bunları kontrol etmek kimsenin elinde değil. Önemli olan eş zamanlı olarak gerekli adımların insani çerçevede atılması. Bu müzakere konusu olmaktan çok, insani bir konu. Biz gereğini yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Avrupa Birliği'nin de ama dediğim gibi bizi ümitlendiren ve açıkçası olumlu gördüğümüz, Avrupa'da bu duyarlılığın artması ve başta Sayın Merkel olmak üzere Avrupa ülkelerinin liderlerinin bu konularda insani duyarlılığı öne çıkaracak bir tutum sergilemeleri. Tabi bizi üzen açıklamalar da oluyor ama neticede Suriye konusunda insani boyutun öne çıkması memnuniyet verici. Bütün bunları görüşeceğiz. Önümüzdeki günlerde, haftalarda gerekli adımların atılacağını ümit ediyoruz' şeklinde konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün dünya için de önemli bir proje olduğunu belirterek, 'Avrupa ile Asya'yı birleştiren dünya ölçeğinde ve ilk niteliği taşıyan bir köprüden bahsediyoruz. Asya ile Avrupa bir kez daha birleşiyor' dedi.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne son tabliyenin yerleştirilmesi töreninde konuşan Davutoğlu, bir gurur tablosu ile karşı karşıya olunduğunu dile getirerek, emeği geçenlere ve bu tür projelere öncülük eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Türk milleti adına teşekkür etti.
İstanbul için tarihi bir gün yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, İstanbul'un tarihi yarımadası, boğazı, yedi tepesi ile dünyanın en güzel şehri olduğunu söyledi.
Davutoğlu, her taşı Türk milletine emanet olan İstanbul'un 3. köprü ile üzerindeki yüklerden büyük bir kısmını atmış olacağına işaret ederek, şöyle konuştu:
'Tarihi dokuya ve İstanbul'un merkezi hattına herhangi bir trafik yükü olmadan transit geçecek araçlar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kullanarak, yollarına devam edecek. Böylece İstanbul yeryüzünün üstünde üç köprü, yerin altında Avrasya, Marmaray tünelleri ile Melen projesini de dahil edersek 6 kez iki kıtayı birleştiren bir şehir olacak. Bu gelecek nesiller açısından önemli bir proje. Ülkemiz için bir iftihar projesi. Çünkü dünyada büyük yatırımlar ekonomik kalkınmanın düşüşe geçmesiyle birlikte dururken, bu yatırmalara ara vermeden istikrar içinde sürdüren tek ülke Türkiye. Bugün Türkiye her açıdan yükselen ekonomisi, şehirlerine kattığı yeni boyutlar ve dünya çapında gerçekleştirdiği projeler ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile dünya gündemine pozitif bir şekilde mührünü bir kez daha vuruyor.'
YENİ PROJELERE CUMHURİYET'İN 100. YILINA GURUR VE VAKARLA YÜRÜYECEĞİZ
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin 1 Kasım seçimlerinden sonra kazandığı istikrarla başlayan bütün projeleri yerine getireceğini ve yeni projelere Cumhuriyet'in 100. yılına gurur ve vakarla yürüyeceğini belirtti.
Birileri tahrip ederken, Türkiye'yi inşa etmeye devam edeceklerini aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bu dünya içinde önemli bir proje. Avrupa ile Asya'yı birleştiren dünya ölçeğinde ve bir ilk niteliği taşıyan bir köprüden bahsediyoruz. Asya ile Avrupa bir kez daha birleşiyor. Bu dünya içinde önemli bir proje. Avrupa ile Asya'yı birleştiren dünya ölçeğinde ve bir ilk niteliği taşıyan bir köprüden bahsediyoruz. Asya ile Avrupa bir kez daha birleşiyor. Bizim milletimiz de Asya ve Avrupa arasında yay gibi gerilen büyük devlet geleneklerini kurmuş, tarihe mührünü vurmuş bir millet. Tarihe Asya ile Avrupa arasındaki büyük yolculuğuyla mührünü vuran milletimiz bugün kendi mühendisleri, kendi işçileri, kendi el emeği ve zihin bereketiyle bir kez daha mührünü vuruyor. Bu mührümüzü daim eylesin. Bu mühür ile birlikte iki kıtayı sadece köprü ile değil, gönül köprüsüyle birleştirmeyi bize nasip etsin. Bu köprüden geçen her yolcunun menzile sağlık, huzur ve mutluluk içinde ulaşmasını temenni ediyorum. Bu son parçayı koyarken aslında yüreğimize de buluşmaların ilk parçasını koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, son olarak buraya geldiğimizde firma ile anlaşmamız çerçevesinde o gün düğün, nikah aktini gerçekleştirmeyi düşünen bütün işçilerimizin düğünü bu köprü üzerinde yapılacak. Bu son parça aynı zamanda gönülleri de birleştiren ilk parça olacak. Bir kez daha zatialinize, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımıza ve geçmiş bakanlarımıza katkıları dolayısıyla ama en önemlisi işçilerimize verdikleri emek dolayısıyla teşekkürü bir borç biliyorum. Allah hayırlı ve mübarek eylesin. Allah gönülleri birleştirenlerden eylesin.'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile bir araya geldi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye-AB Zirvesi'ne katılmak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e indi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Instagram hesabından Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün son tabliyesinin konulması töreninden bir fotoğraf paylaştı.
Başbakan Davutoğlu 'Parçalanmış bir Suriye istemiyoruz. İranlı muhataplarımla da paylaştım, 100 yıl önce Sykes-Picot bölgeyi parçaladı, tekrar daha küçük parçalara bölünmesine izin vermemeliyiz' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün dünya için de önemli bir proje olduğunu belirterek, 'Avrupa ile Asya'yı birleştiren dünya ölçeğinde ve ilk niteliği taşıyan bir köprüden bahsediyoruz. Asya ile Avrupa bir kez daha birleşiyor' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yaşanan terör olaylarının geçeceğini belirterek, 'Hep beraber huzurlu baharlarda birlikte bu ülkeyi şenlendireceğiz. Baharı annelerimizle, kızlarımızla, kadınlarımızla inşallah barış içinde karşılayacağız' dedi.
Başbakan Davutoğlu, fezlekelerin bütçe görüşmelerinden sonra değerlendirileceğini belirterek, 'Meclis'e ulaşmış fezlekelerle ilgili ne yapacağımız hususunu Meclis Başkanımızla da gerekirse diğer parti temsilcileriyle de görüşürüz' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'da kazaya karıştıktan sonra kaçan ve yakalanan otomobildekilerin 'Ahmet Davutoğlu da bizim oralı' sözleri karşısında gerekli işlemleri yapan polisleri tebrik etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye-İran İş Forumu'nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu, 'İlişkimizde artık paradigmatik bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Türkiye ve İran kadim komşu ve dost iki ülke' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü.