HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 22 TEMMUZ 2025, SALI

Kurumlarda Varan 2: Cevap mı, Oyalanma mı?

Oysa CİMER gibi kurumlar, vatandaşla devlet arasındaki en önemli iletişim köprüsüdür. Bu köprü sağlam olmazsa güven duygusu yıkılır.
21.07.2025 14:00
Kurumlarda Varan 2: Cevap mı, Oyalanma mı?
Kurumlarda Varan 2: Cevap mı, Oyalanma mı?
Bu yazımda, toplumun hemen her kesiminin karşılaştığı bir meseleyi ele almak istiyorum. Hepimizin başına gelebilecek bir durumdan söz ediyorum: Haksızlığa uğramak. Bu haksızlık karşısında da elimizdeki tüm yolları kullanarak hakkımızı aramaya çalışıyoruz. Önce ilgili kuruma başvuruyoruz, sonra CİMER'e, ALO 170'e, Cumhuriyet Başsavcılığı'na… Delillerimizi sunuyor, derdimizi anlatıyoruz.



Peki sonuç ne oluyor?



Gelen cevaplar çoğu zaman tam anlamıyla trajikomik. Yaşanan sorunla yakından uzaktan ilgisi olmayan, sanki kendi kendilerine yazılmış gibi cevaplar. Derdimize derman değil, adeta sabrımızı sınayan metinler…



En can yakıcı olanı ise CİMER üzerinden gelen cevaplar. Sayfalarca yazdığınız dilekçeye karşılık, tek cümlelik bir klişe:

"Tüm vatandaşlarımıza eşit mesafedeyiz, kimseye ayrımcılık yapılmamaktadır."



Bu cevap, vatandaşla dalga geçmek değilse nedir?



Devlet adına verilen bu cevaplar, halkın devlete olan güvenini sarsıyor. Gönül kırıklığına sebep oluyor. Oysa CİMER gibi kurumlar, vatandaşla devlet arasındaki en önemli iletişim köprüsüdür. Bu köprü sağlam olmazsa güven duygusu yıkılır.



Şikâyet edilen bir birimin, yine kendi hakkında cevap vermesi ise işin başka bir vahim boyutu. Şikâyetin tarafı olan birimin objektif bir değerlendirme yapması mümkün mü? Cevaplayan kişi, olayın muhatabı bile değilse, konuya nasıl hâkim olabilir?



Bir devletin ciddiyeti; vatandaşının sesine kulak vermesiyle, kurumlarının hesap verebilirliğiyle ölçülür.

Ancak ne yazık ki halk arasında yaygın bir cümle artık sıkça duyuluyor:

"Kimi kime şikâyet edeceksin? Hepsi birbirinin devamı..."



Ben bu sözlere katılmak istemiyorum. Hâlâ bu ülkede adaletin var olduğuna inanıyorum.

Bu ülke var olsun, milletimiz var olsun.

Bizde güzel bir söz vardır: "Sen doğru ol, eğri belasını bulur."

Gün gelir, herkes yaptığının hesabını verir.



Ama en çok da şu yöntem can yakıyor:

Birini susturmak istediklerinde, onu "sorunlu bir birey" gibi göstermek…

İftira atmak, toplum içinde itibarsızlaştırmak, hatta ailesi nezdinde bile hedef göstermek…



Bir dostumun şu sözü kulağımda çınlıyor:

"Abi, biraz yavaş git… Çok hızlı girdin, bu işin sonu hayır olmaz. Ne yapabileceklerini sen de biliyorsun."



Evet, biliyorum. Ama pes etmek, vazgeçmek benim karakterimde yok.

Eğer kader buysa, razıyım.

Hak yolunda yürüyorsak, sonunda diken olsa da dönmek yok.

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe…

Yusuf Uygur
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)sakaryamedyasi.com.tr
Tüm hakları Sakarya Medyası adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr