Bitmeyen şikâyet konusu; eş, dost, akraba kayırmacılığı. Kamu kurumlarında ki personel yapılanması, geçtiğimiz günlerde Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversite Rektörü Mehmet Sarıbıyık, yeğeninin kadro tahsisi için, "Her şey usulüne uygun yapıldı" diye bir açıklama yapmıştı, sonrası ne oldu bilemiyorum.
Bilindik kısmı ise; bu türden davranışların bir yaptırımı olmadığı. Durumu anlatan özlü sözlerimiz var, "Yapanın yanına kar kalıyor" diye.
Ne yazık ki toplumda ahlakın, buna bağlı olarak siyasetin, bürokrasinin çürümesi ile karşı karşıya olduğumuzun farkında olmamak diye de temel problemimizin olduğunu bilmemek…
Günü kurtarmak, kendi gemimizi yüzdürmek gibi ucuz yaklaşımlar kimliğimiz haline dönüştü. "Bal tutan parmağına yalar" diye kuralı olan bir toplum olduk.
Kötü olan ise, alışılmış kurallar haline dönüşmüş olması…
Birçok kez konu edildi, herkesin dile getirdiği ortak şikâyet hali var ancak genel rahatsızlığa karşın bir düzelme olduğundan söz etmek mümkün değil.
Belediyeler başta olmak üzere kamu kurumlarının tamamında benzeri durumu gözlemek mümkün. Özellikle belediyeler diye altını çizerek durumu anlatmaya çalıştım.
Meclis üyelerinin tüm çocukları, belediye kadrolarında istihdam edilmekte. Sözüm abartı olarak gelebilir, sakın böyle düşünmeyin. Örnek çok, çağrıda bulunduk karşılık bulamadık.
Açıklama yapılmasını beklemek, liste sıralamak örneğine pek rastlanılmayan bir durum.
Aynı soyadı taşıyan personel sayısı ne, çalışan kardeşler sayısı ne?
Yine de takipçisi olmak ve bu hususta gelen şikâyetleri tekrar hatırlatmak adına konuya değinmekte, işlemekte yarar var. Geçmişi düzenlemeyecek olsak da belki geleceğin şekillendirilmesine katkı sunar.
Pervasızlığın önüne geçmek ya da düzelmesini beklemek fazlasıyla romantizm.
Belediyelerin içinde bulunduğu kadro fazlası, herkesin dilinde. Bağlı kuruluşlar üzerinden şişirilen kadrolar, hizmet üretmenin önünde ki en büyük engel ücret şişkinliği.
Kadro fazlalığına rağmen hizmet kalitesinin düşüklüğü, olumsuzluk adına örnekleri artırmak mümkün.
Sonuç; meclis üyelerinin gönlünün yapılması, kırılmaması. Nihai hedef bu olunca, işe göre adam değil adama göre iş üretilmiş…
Daha ötesi belediye meclis üyesi talebinin en önemli ayağını oluşturmakta, çocuklarına iş bulmak. Meselenin ön şartı olmuş.
Bu sayede belediye gelirlerinin nerede ise bütününü personel giderleri kaplamakta. Yatırıma ayrılması gereken payın adresini de personel maaşları oluşturmakta.
Değil büyük ölçekte proje yatırımı yapabilmek, günlük hizmeti üretebilmek nerede ise imkânsız.
Bu gidişe dur demeli ve itiraz edilmeli, yapanın yanına kar kalmasın ve bal tutan parmağını yalamasın. Geçmiş var olan alışkanlıkları terk etmek ve yarını doğru kurgulamak.
Başlangıç eşiği olsun, işini yapmayan sadece meclis üyesinin çocuğu olmak gibi kriter taşıyan personel ile yol ayırmakla başlayalım.
Belediye bütçelerini asıl sahibine yani yurttaşa yatırım haline dönüştürelim.
Bunu yapmıyor isek dünden farkı
https://medyabar.com/makale/26902248/ergun-ozkan/yapanin-yanina-kar-kalmasin