3 Temmuz'da Hendek Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda yaşanan patlamanın duruşması vardı sabah...
Duruşmayı izlemek için sabah Adliye'ye gittiğimde patlamada yaralananlarla, hayatını kaybeden işçilerin yakınları toplanmıştı..
Adliye içine birlikte yürümek istediklerinde polis müdahalesiyle ortalık karıştı.
Sonra yapılan görüşmelerle orada bulunanların tümü kampüs içine alındı.
Bugün için çağrılan müştekilerden 17'si, avukatlarıyla birlikte salona alındı.
Sakarya Adliyesi'nin duruşma salonları çok küçük.
Korona tedbirleri de eklenince salona alınacakların sayısı çok az tutulmuş.
Bu avukatların itirazlarına neden oldu.
İzleyici olarak da salona bir tek CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç girebildi.
Sanıklar cezaevinden getirilmeden SEGBİS sistemiyle salona bağlanmışlar.
Patlamada yaralanan işçiler ve hayatını kaybedenlerin ailelerinin bir bölümü bahçede duruşmasınn bitmesini beklediler.
Duruşma için gelenler vardı.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyi, Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi,Gıda-İş Sendikasi Genel Başkanı Seyit Aslan oradaydılar.
İçeride duruşma devam ederken patlamada yaralanan işçilerle konuştuk..
İddianameden de ifadelerini okumuştum ama onları dinlerken fabrikada önlem almayan ve bu patlamaya göz göre davetiye çıkaranlara isyan etmemek mümkün değildi...
Bazen işçiler ve hayatını kaybedenlerin yakınları kendilerini tutamayarak bu isyanlarını yüksek sekle dile getirdiler.
Tansiyonun yükseldiği anlar oldu.
Polis müdürleri tepkiler üzerine bahçede bekleyen çevik kuvvet ekibini dışarı çıkardılar.
Duruşmanın daha büyük bir salonda yapılması için 15 Marta ertelenirken tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildi.
Fabrika sahibi Yaşar Coşkun'un avukatlığını üstlenen Sakarya Baro Başkanı Abdürrahim Burak'ın bir gün önce yaptığı "Sabotaj ihtimali araştırılsın." açıklaması, duruşmayı izlemeye gelen herkesin içini yaralamış.
Patlama anında fabrikada olan işçiler ihmalin çok açık olduğuna ve sabotaj ihtimalinin hiç olmadığına vurgu yaptılar.
Baro Başkanı Abdurrahim Burak bu iddiasını duruşma salonunda da dile getirmiş.
PKK'nın sosyal medya hesaplarından Ateşin Çocukları adlı hesabın patlamanın ilk günlerinde dile getirdiği fabrikayı kendilerinin yaktığı yönündeki iddianın araştırılmasını istemiş.
Bu sözler duruşmaya katılan müştekiler ve avukatların büyük tepkisini çekmiş...
Bir Baro Başkanı'nın bu tür bir davada şüphelinin avukatlığını üstlenmesi başlı başına yanlıştı..
PKK'nın sırf propoganda amaçlı dile getirdiği bir iddiayı, savunma argümanı olarak ortaya koyması ise çok daha büyük bir yanlış...
Bir kere iddianamede yer alan işçi ifadelerini ve bilirkişi raporlarını okuduktan sonra patlamaya başka gerekçeler aramanın bir vicdan sorunu olduğunu da düşünüyorum...
Dün medyada, bugün duruşma salonunda PKK'nın iddiasını yüksek sesle dile getiren Baro Başkanı Abdürrahim Burak'ın bu akşam yattığında bir vicdan sorgulaması yapması gerektiğine inanıyorum...
Ve yarın Baro Başkanlığı cübbesini bir kenara bırakıp bundan sonraki duruşmalara sade avukatlık cübbesiyle katılmasını öneriyorum...
Sezai Matur