Açıklama şu şekilde:
"Medeni Kanun; kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku kurallarıyla; vatandaşların
doğumundan ölümünden sonraki döneme kadarki süreçteki ilişkilerini düzenleyen temel bir kanundur.
17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu, Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde
kurulan Cumhuriyetimizin hukuk alanındaki en büyük devrimlerindendir. Laiklik esas alınarak çok
hukukluluk kaldırılmış, bireyler eşit ve özgür yurttaşlar haline getirilmiştir.
Türk Medeni Kanunu özellikle Kadın Haklarının güvencesi olmuştur. Kadınlar; evlenme, boşanma, mal
varlığı edinme, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar bakımından erkeklerle eşit konuma
getirilmiştir. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte
resmi nikâh zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve
malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit
hale getirilmiştir. Türk kadınının iktisadi, siyasi ve sosyal yaşama katılımının önündeki engeller
kaldırılarak, medeni, siyasi ve kültürel haklar yönünden eşitlik sağlanarak çağdaş bir toplumda kadının
hak ve özgürlüklerine kavuşmasının önü açılmıştır.
Kadınları eşit ve özgür yurttaş olmaktan uzaklaştıracak her türlü sosyal, ekonomik, siyasi ve hukuki
düzenlemeler, kadının insan haklarının ihlaline yol açacaktır. Medeni Kanun'un kabulüyle elde edilen
ve Yeni Medeni Kanun'un kabulüyle daha da genişleyen kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak
her türlü söylem, eylem ve yasal değişikliklerden uzak durulmalıdır. Yoksulluk nafakasının kaldırılması,
İstanbul Sözleşmesinden imzanın çekilmesi, aile hukukunda zorunlu arabuluculuk gibi konularda
yapılması düşünülen her türlü değişiklik, kadın hakları kazanımlarından ödün verilmesine neden olacak,
kadınlar açısından mağduriyet yaratacaktır. Anayasamızda yer alan laiklik ilkesini göz ardı eden
gelişmeler, kadını eşit ve özgür bir birey-yurttaş olmaktan uzaklaştıracak olup, bu tür söylemlerden,
uygulamalardan ve yasal değişikliklerden geri durulması Anayasal bir zorunluluktur.
TÜBAKKOM ve Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; kadının özgür ve eşit birey olmasını
destekleyen her türlü yasal düzenlemenin yanında olduğumuzu belirtiyor, Türk Medeni Kanununun
kabulünden bugüne kadar elde edilmiş kadın hakları kazanımlarına karşı yapılacak her türlü söylem,
eylem ve yasal değişikliklere karşı; Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine bağlı kalarak, kadın-erkek
eşitliğini demokrasinin gereği olarak görerek mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ediyor,
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü Türk Medeni Kanununun kabulünün 95. yıl
dönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz."