Hani 'insan hayatý bu kadar ucuz mu' diye bir ifade var ya, konu Türkiye olunca bu sorunun cevabý maalesef 'evet' oluyor.
Buyurun Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan 'taklit' ve 'taðþiþ' yaptýðý kesinleþen firmalar kamuoyuna açýklandý.
Buna göre özellikle et ve et ürünleri, süt ve süt ürünler, bitkisel yað, bal, çikolata ve enerji içeceklerinde ne yediðimiz ne de içtiðimiz belli deðil?
Þu rezilliðe bakar mýsýnýz, marketlerde hazýr gýda olarak satýlan 'kuru köfte, sebzeli piþmiþ köfte ve sucukta' tek týrnaklý hayvan ve 'domuz' etine rastlandý.
Sadece marketlerde deðil lokantalarda da et ürünleri arasýnda tek týrnaklý hayvan ve 'domuz' eti yediðimiz ortaya çýktý.
Üstelik müþterilerine tek týrnaklý hayvan ve 'domuz' eti yediren yerler de öyle 'tükürük köftesi' falan satan yerler deðil, sözüm ona lüks ve bilinen lokantalar?
Yazýklar olsun ya; hadi köftenin, sucuðun içine dana ve kuzu 'iþkembesi' ile 'baðýrsaklarýnýn' bulunduðu bilumum 'sakatatý' karýþtýrýp millete yediriyorsunuz! Hatta dana ve koyunun ne 'dilini' ne de 'kulaðýný' býrakýp köfte ve sucuðun içine karýþtýrýp millete gazlýyorsunuz! Bre vicdansýzlar, bre 'Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar', bari millete dana ve koyun eti diye þu 'domuz' etini yedirmeyin?!
Et ve et ürünleri böyle de, süt ve süt ürünleri düzgün mü? Elbette hayýr! Baþta yoðurt, peynir, tereyaðý ve kaymakta da durum farklý deðil.
Sözüm ona süt ürünleri diye gönül rahatlýðý ile aldýðýmýz ürünlerde de millete niþasta ve aþýrý miktarda 'jelatin' yedirdikleri belirlendi.
Malum 'jelatin' dedikleri de baþta 'domuz' olmak üzere hayvanlarýn kemik ve kýkýrdak dokularýndan ya da bitkisel yosunlardan üretilen bir madde?
Kimse kusura bakmasýn; bu rezillik Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan 'taklit' ve 'taðþiþ' yapan firmalarýn sadece isimlerinin açýklamasýyla çözülmez.
Nitekim bakanlýk bu firmalarýn isimlerini açýklasa da adamlar ertesi gün baþka isim altýnda ayný 'kepazeliði' sürdürmeye devam ediyor.
Þayet bakanlýk gerçekten vatandaþýnýn saðlýðýný düþünüyorsa bu firma sahiplerine 'hapis' cezasý da dâhil en aðýr yaptýrýmý uygulamak zorundadýr?
Aksi halde bu ahlaksýzlar, 'at, eþek' ve daha vahimi de bol miktarda 'domuz' eti yedirmeye devam eder. Zira bugüne kadar 'taklit' ve 'taðþiþ' yapan firmalarýn isim isim 'teþhir' edilmesi çözüm olmadý.
Tam tersi cezalarýn yetersizliði bu ahlaksýzlarýn iþtahýný kabarttý. Böyle bir rezillik mi olur? 'Ne eti yediðimiz belli deðil!' Türkiye'nin her bir yanýnda ve tam 173 firmada bu rezillik yaþanýyorsa bunun baþka bir izahý yoktur?

Mustafa Gümüþel