HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 07 MAYIS 2025, ÇARŞAMBA

"CEZAEVİNDEN ÇIKTIM SAKARYA'YA GELDİM"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken cezaevinden çıktıktan sonra 17 Ağustos 1999 depremi sebebiyle Sakarya'ya gelişini hatırlattı.
29.01.2020 00:00
"CEZAEVİNDEN ÇIKTIM SAKARYA'YA GELDİM"
"CEZAEVİNDEN ÇIKTIM SAKARYA'YA GELDİM"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Senegal ziyareti sonrası yurda dönerken uçakta gazetecilere konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

'CEZAEVİNDEN ÇIKTIM, İLK GİTTİĞİM YER SAKARYA, DÜZCE'DİR'

İsrail medyasında Türkiye'nin güvenlik bürokrasisini ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ı hedef gösteren yayınlar yapılmasını değerlendiren Erdoğan, "Eğer biz İsrail medyasına göre hareket belirleyeceksek vay halimize. İsrail medyası da istihbarat başkanımız için -imalı vurgu ile- böyle şeyler yazıyorsa doğru istikametteyiz. Hayırlı olsun" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun deprem vergisi açıklamalarına sert tepki gösteren Erdoğan, "Bu adamın doğru söylediği bir şey yok. Yalanlar zincirine yeni bir yalan ilave ediyor. Ben şu anda Sivrice depremine CHP'li belediye ne kadar yardım yapmış bunun üzerinde duracak değilim. Ben sadece şunu söyleyeyim. Bütün il, ilçe, belediyelerde, mahallelerde, Allah'a hamdolsun, bir tarafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, bütün bakan arkadaşlarım ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Fuat Bey, öbür tarafta (AK Parti) Genel Başkan Vekili olarak Numan Bey, tüm vekiller, kadın kollarımız bölgede seferber oldu, çalıştılar ve aç açık bırakmamak için ne gerekiyorsa yaptılar. Bir defa Kılıçdaroğlu'nun ne kabinemizi ne bizim şu andaki o bölgede çalışan milletvekillerimizi falan ağzına almasını yakıştıramam. Onların böyle bir derdi olamaz. Acaba kendisi oraya gitti mi? Gitmedi. Şimdi bundan sonra herhalde gider; ben söylüyorum ya Niye gitmedi? Bu ciğer meselesi, ruh meselesi ondan... Bunda öyle bir ruh yok. Biz elhamdülillah Van'da da Simav'da da Sakarya'da da... Ben cezaevinden çıktım, ilk gittiğim yer Sakarya, Düzce'dir. O zaman belediye başkanı sıfatım yoktu. Bütün oraları dolaştık. Biz derdimiz var. Onun böyle bir derdi yok. Soruyorlar şimdi. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde bir para hangi amaç için toplanmışsa bugüne kadar o gaye için harcanmıştır. Onun dışında bir yere biz bu tür paraları harcama diye bir tavrın içinde olmadık, olmayız. Şu anda arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Eğer bu vatandaş dayanışma için elinde ne var ne yok götürüyorsa, tek sebebi var: İnanıyor da onun için götürüyor. Bu hükümete inanıyor. İnanmasa götürür mü? Ben 'Sizlere her şeyi veririm' diyor. Şimdi bir kampanya daha başlattık. Önce vekillerle dedik ki; biz buraya elimizden gelen desteği verelim. Herhangi bir rakam belirlemiyoruz. Kim ne kadar verecekse milletvekili arkadaşlarımız versinler. Bunları hesabımızda toparlayacağız sonra da grup başkanımız herhalde AFAD'a aktarma yoluna gidecektir. Bunlar ise yatıyor kalkıyor 'o parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal'e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok. Bütün bu harcamalar nasıl yapılıyor, bunlara bakmıyor ki... Bütün bu konutlar nereye yapılacak? Bunun tarih en büyük şahididir. İki de bir kalkıp gaziler ve şehitlerle alakalı şeyleri konuşuyor. Niye? Aldatırız! Yaptıkları iş bu. Onun için bunların haftalık grup toplantısında yaptıkları konuşmalar da pek kayda değer değil" diye konuştu.

Türkiye'nin terör örgütlerine olan tutumunun değişmeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ'ın üst düzey kişilerinin yakalandığını belirterek, "Bu konuyla ilgili uluslararası camiaya dedik ki 'Siz hep Türkiye'yi karalama kampanyaları yaptınız. Biz ne yaptık? En önemli adım olarak El-Bab'da 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Burayı bir sükunete kavuşturduk. Şimdi biz yakaladıkça DEAŞ'lıları kendi ülkelerine gönderiyoruz. Bunların içinde Alman'ı, İtalyan'ı, Fransız'ı var. Hepsini evlerine gönderiyoruz ama bunların ülkeleri, bunları takip etmiyor ki. Türkiye'ye iftira at, tutmazsa iz bırakır anlayışıyla lekelemeye çalışıyorlar ama biz de görevimizi yapacağız, dik duracağız. Şu anda biz DEAŞ'ın üst düzey kişilerini yakaladık. Bağdadi'nin kız kardeşi, eniştesi, damadına kadar yakaladık. Bunlar elimizde. Bunların reklamını yapalım diye bir derdimiz de yok. Şu anda bunlar bizim elimizde. Bu söylediğiniz şeyler tüm dünyadan gönderilen DEAŞ'lıların çocukları. Tabi bunlar, dünyanın DEAŞ noktasında oynadığı oyunun çok açık ve net göstergesi. Mesela 'cezaevi' dediler. Onlar cezaevinden başka her şeye benzer. Ondan sonra bir kısmını parayla bir kısmını farklı düşüncelerle serbest bıraktılar. Hatta bir telefon görüşmesinde Sayın Trump 'Bunları alır mısınız?' gibi bir teklifte bulundu. 'Oturalım konuşalım, nasıl bir çözüm buluruz?' dedik. Ama sonra takibi gelmedi. 'Bakanlarımız görüşsünler' dedik, takibi gelmedi" ifadelerini kullandı.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)sakaryamedyasi.com.tr
Tüm hakları Sakarya Medyası adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr