Ak Parti hükümetinin 'yanlış yaptık' tespitlerine bir yenisi daha eklendi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün başına gelen ?birçok şeyin' Suriye'deki durum ve ?Suriye politikasının bir sonucu' olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüd Çavuşoğlu ise "Suriye'de Rusya'sız bir çözüm mümkün değil" dedi
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Ak Parti hükümetinin 'yanlış yaptık' tespitlerine bir yenisi daha eklendi.
Hükümet kurmayları daha önce 'terörle müzakere süreci, cemaatle ittifak' gibi Türkiye'ye büyük zararlar veren politikalarından 'kandırıldık' diyerek geri adım atmıştı. Şimdi benzer bir adım da Suriye konusunda geldi.
AKP Hükümeti hem Suriye'ye, hem de ülkemize ağır bedeller ödeten ABD güdümlü Suriye politikalarının yanlış olduğunu ilk kez kamuoyu önünde deklare etti. Başbakan YardımcısıNuman Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün başına gelen
'birçok şeyin Suriye'deki durum ve Suriye politikasının bir sonucu' olduğunu söyledi.
Kurtulmuş bu sözleri bir grup gazeteci, öğretim üyesi ve düşünce kuruluşu temsilcisiyle 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrası görünüm üzerine sorular sorulduğu toplantı sırasında sarf etti.
'Başkaları da öyle, ama biz de geçerli bir politika ortaya koyamadık' diyen Kurtulmuş şöyle devam etti:
'Ben bunu yıllardır söylüyorum. Keşke zamanında geçerli bir barış perspektifi geliştirilebilseydi. Yakında inşallah dışarıdan zorlamayla değil, Suriye halkının kabul edebileceği bir çözüm bulunacaktır. Böyle bir süreç yaşanmaktadır. Burada Rusya ile ilişkiler önemli."
Dümen Rusya'lı çözüme kırıldı
Türkiye'nin Suriye politikasındaki makas değişikliğine ilişkin önemli bir açıklama da
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan geldi. Rus haber ajansı Sputnik'e konuşan Çavuşoğlu
"Suriye'de Rusya'sız bir çözüm mümkün değil" şeklinde konuştu.
"Siyasi çözüm için, ateşkes için bizim birlikte çalışmamız lazım. Ve şu anda bir kere ateşkesi sağlamak lazım" diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi,
"Rusya'nın katkısı olmadan burada kalıcı bir çözüm olmaz. Bunu her zaman söylüyoruz. Hatta İran'ın da... İran ile de görüşüyoruz ve bu anlamda onlarla da işbirliğimizi güçlendirmemiz lazım. Diğer Körfez ülkeleri de var, Avrupa ülkeleri de var ama olumlu katkı yapmamız lazım. Bir de Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü konusunda Rusya'nın bizimle aynı düşündüğünü söylüyoruz, öyle inanıyoruz. İran da keza öyle... Bizim samimi işbirliğimiz olursa biz bu sorunu çözeceğimize inanıyoruz."
Türkiye-Rusya-İran ittifakı
Türkiye'nin Suriye politikasındaki değişiklik Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlıktan uzaklaştırılmasıyla başladı.
Yeni Başbakan Binali Yıldırım'ın
"düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı çoğaltacağız"diyerek başlattığı makas değişikliği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti ile yeni bir boyut kazandı.
Putin-Erdoğan görüşmesinde iki ülke arasında Suriye konusunda üçlü mekanizma kurulmasına karar verilirken bu birlikteliğe İran da dahil oldu.
Başbakan Yıldırım bu gelişmeyi son AKP grup toplantısında şu şekilde anlatmıştı,
"Suriye'de çözüm. Nasıl İsrail'le, nasıl Rusya'yla ilişkileri normalleştirdiysek sorunlarımızı çözdüysek, Suriye'de, Irak'ta da eminim ki sorunları çözeceğiz. Nasıl çözeceğiz? İki tane önemli şartımız var. Bir tanesi; Türkiye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak. Öyle batıyı sana vereyim, güneyi sana vereyim, doğuyu Kürtlere vereyim, kuzeyi, öyle bir şey yok. Kim kimin malını veriyor kardeşim, kimin malını kime veriyorsun? Geç bunları. Efendim, biz buraya işte bir Kürt devleti uyduralım, böylece Türkiye ile Ortadoğu arasında bir Kürt oluşumu meydana gelsin. Şimdi kardeşlerim, bakın bunlar bu düşüncelerle bu bölgenin sorunları çözülmez, bu bölgenin sorunlarını en iyi bilen bölgenin ülkeleridir. Dolayısıyla İran, Türkiye, bu bölgeyi en iyi bilen ülkelerdir, soruna en iyi çözümü de bu ülkeler getirecektir. "
Çin'den Esad'a askeri destek kararı
Suriye konusunda Türkiye, Rusya ve İran'ın birlikte hareket etmesi mini Avrasya birliği şeklinde yorumlanırken Çin'den de çok kritik bir hamle geldi.
Çin Suriye'ye askeri destek verme kararı aldı. Çinli Amiral Guan Youfei, geçtiğimiz Salı günü Suriye Savunma Bakanı Fahad Casim al-Freyc ile bir araya gelerek, gelecek işbirliği olanakları ile iki ülke arasındaki bağların güçlendirilmesini konuştu.
Guan Youfei görüşme ile ilgili olarak,
'Çin ve Suriye ordusunun geleneksel dostluk ilişkisi vardır. Çin ordusu şimdi Suriye ordusuna yardım ve işbirliği arzusundadır' diye konuştu. Çin kaynaklarından yapılan açıklamada tarafların askeri birliklerin eğitimi konusunda işbirliğinin geliştirilmesi ve Çin ordusunun insani yardımı konusunda görüş birliğine varıldığı açıklandı.
Çavuşoğlu: 'Suriye'de Rusya'sız çözüm olmaz'
Rus-Türk ilişkileri ile gelişmeleri Rus medyasına değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya'nın katkısı olmadan Suriye'de kalıcı çözüme ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi. 'Rusya, İran ve Türkiye aynı düşünüyor' diyen Çavuşoğlu yeni dönem ile ilgili kritik açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus-Türk ilişkileri ile gelişmeleri Rus medyasına değerlendirdi. Batı'nın Türkiye ve Rusya'ya yönelik yaklaşımlarını eleştiren Çavuşoğlu, Ukrayna'da yaşanan sorunların Batı'nın yaklaşımlarından kaynaklandığını ima etti.
Rusya ve Rus halkını dost olarak gördüklerinin altını çizen Çavuşoğlu, Suriye ve Karadeniz bölgesi ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
"Maalesef 24 Kasım'da hiç arzu etmediğimiz, bizi de o zaman üzen ve hatta şaşırtan bir hadise oldu, uçak düşürülmesi hadisesi. Ondan sonra ilişkileri düzeltmek için adımlar attık, ama tabii Rusya özellikle kendi uçağının düşmesi olayında daha duygusaldı ve ilişkilerde bir kopma oldu" diyen Çavuşoğlu şunları söyledi: "Biz hiçbir zaman bunun böyle olmasını, ilişkilerimizin kopmasını istemezdik.
İki komşu, dost ülke olarak her konuda hemfikir olmayabilirsiniz, ama ilişkilerin bu noktaya gelmesinin bize de bir faydası olmaz, Rusya'ya da olmaz, bölgeye de olmaz. Bu ilişkilerin kopmasının kimseye faydası olmadı. Daha sonra ilişkilerimizin normalleştirilmesi için samimi çabalarımız oldu.
Çünkü biz Rusya'yı her zaman sadece komşu olarak değil, önemli bir ortak olarak da gördük. Bu nedenle bu çabalarımızı devam ettirdik. Bu süreçte de Rusya'ya karşı açıklamalarımızda dikkatli olduk, daha ölçülü bir üslup kullandık. Rusya'ya karşı herhangi bir yaptırım kararı almadık, uluslararası yaptırımlara daha önce de katılmayacağımızı söylemiştik."
?NATO'ya rağmen Rusya'ya yaptırım uygulamadık'
NATO içinde bu yaptırımlara katılmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Rusya ve Rus halkı da bunu gördü. Neticede son atılan adımlarla da, mektupla, sonra telefon görüşmeleri ve arkasından Soçi'de Sergey Lavrov'la (Rusya Dışişleri Bakanı) ile görüşmeler derken, orada belirlediğimiz plan tıkır tıkır işlemeye başladı. St.Petersburg zirvesi de iyi oldu. Ve herhalde 7-8 aylık sürecte bence 2 ülke de birbirinin kıymetini daha iyi anlamaya başladı. Çünkü Rusya bizim için bölgede dost, esasen Rusya da Türkiye'den daha güvenilir bir dost bulamaz.
Şimdi bu ilişkiler normalleştikten sonra bize sürecten önce, yani iyileşmeden önce 'Rusya ile ilişkilerinizi iyi tutsanız iyi olur' diyen ülkelerin hepsi şimdi bu yeni süreçten rahatsız olmaya başladı. 'Acaba Türkiye'de zemin kayması mı var', 'Türkiye bize sırtını döndü, Rusya'ya gitti' ve başka şeyler.
O zaman 3-4 ay önce niye 'İlişkilerinizi düzeltiniz' diyordunuz, akıl veriyordunuz? Maalesef samimiyetsizlik ortada. O nedenle Türkiye ve Rusya en azından her konuda açık, yani dostluğu da açık, sorun olduğu zaman da açık konuşan iki ülke. Bundan sonraki süreçte yine görüş ayrılılıklarımız olabilir.
Ama esas olarak amaç ilişkilerimizi eskisinden de daha iyi düzeye çıkartmak" dedi.
'Rusya, İran ve Türkiye aynı düşünüyor'
Suriye'de savaş ve silahlı çatışmayla sorunların çözülemeyeceğini söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, "Suriye'de maalesef durum giderek kötüleşiyor. Yani savaşarak ya da silahlı mücadele ile bu sorunlar kısa sürede çözülmez. Bu sorun tek başına da çözülmez. O yüzden siyasi çözüm için, ateşkes için bizim birlikte çalışmamız lazım" dedi.
Çavuşoğlu şunları söyledi: "Şu anda bir kere ateşkesi sağlamak lazım. Maalesef siviller ölüyor. Daha önce ateşkes kararı oldu, buna maalesef uyulmadı. Suriye'de terör örgütleri var, bunlarla ciddi mücadele yapmamız lazım. Terör örgütlerini temizlemezsek, Türkiye'ye de tehdit, Rusya'ya da tehdit, Avrupa'ya da tehdit ve dünyanın her yerine salgın hastalık gibi yayılıyor. Dolayısıyla bu konuda da ciddi işbirliği yapmamız lazım.
Biz inanıyoruz ki samimi işbirliği olursa Suriye'deki sorunu çözebiliriz. Biz her zaman daha önce söylüyorduk, hatta problem olduktan sonra da söyledik, Rusya'nın katkısı olmadan burada kalıcı bir çözüm olmaz. Bunu her zaman söylüyoruz. Hatta İran'ın da. İran ile de görüşüyoruz ve bu anlamda onlarla da işbirliğimizi güçlendirmemiz lazım. Diğer Körfez ülkeleri de var, Avrupa ülkeleri de var ama, olumlu katkı yapmamız lazım.
Bir de Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü konusunda Rusya'nın bizimle aynı düşündüğünü söylüyoruz, öyle inanıyoruz. İran da keza öyle. Bizim samimi işbirliğimiz olursa biz bu sorunu çözeceğimize inanıyoruz."
?Türkiye Karadeniz'de gerginlik istemiyor'
Çavuşoğu kendisine sorulan, 'Düne kadar Karadeniz bölgesinde Rusya ve Türkiye arasında faydalı askeri işbirliği vardı, ortak tatbikatlar yapılıyordu. Bugün ise bölge sık sık NATO tatbikatları ile anılmaya başladı. Eski günlere dönebilir miyiz?' sorusuna şu cevabı verdi: "Biz Karadeniz'in gerginliklerin hakim olduğu bir deniz olmasını istemiyoruz. İşbirliğinin ve dostluğun hakim olduğu bir denizin olmasını istiyoruz. Ve bu konuda tabii herkes üzerine düşeni yapmalı. Ortada kimseye yönelik hiç bir tehdit oluşmamalı. Ne Türkiye'ye yönelik, ne Rusya'ya yönelik, ne de bölgedeki diğer ülkelere yönelik. Burada Karadeniz etrafında başka ülkeler de var. Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ve diğerleri. Ve herkesin bu anlayış içinde olması lazım. Bu anlayış olursa, gerginlik de olmaz. Hiç kimse birbirini karşı tehdit olarak da görmez. Tam tersi işbirliği olur. Ve bundan da herkes faydalanır. Ben idealini söyledim. Bölgedeki arazi gerçekler ile bu ideallerimiz bazen örtüşmüyor.
İşte son zamanlarda Kırım, Ukrayna'daki gelişmelerden dolayı NATO ve Rusya arasında bir gerginlik oldu. Karadeniz'in güneyindeki ülkelerin hepsi, Türkiye dahil hepsi NATO üyesi. Dolayısıyla böyle bir gerginlik oldu, ama son NATO zirvesinde tabii caydırıcılıkla birlikte Rusya ile diyalog anlayışı da hakim oldu. Bu diyalog anlayışını sürdürmek lazım. Varolan bu sorunları, bence bu gerginlikleri diyalog yoluyla aşmamız lazım."
'Rusya'yla askeri işbirliğine de varız'
Rusya'yla askeri işbirliğine de yeşil ışık yakan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Biz savunma sanayimizi güçlendirmek istiyoruz. Savunma sanayimizi güçlendirirken de bizimle teknoloji transferi, ortak yatırım ve üretim konusuna sıcak bakan tüm ülkelerle işbirliği yapmak isteriz.
Daha önce NATO ülkesi müttefiklerimizle de bazı girişimlerimiz oldu. Ama maalesef NATO içindeki ülkeleri, özellikle teknoloji transferi ve ortak yatırım konusunda biraz çekimser görüyoruz. Ama biz de Türkiye olarak kendi savunma sanayimizi oluşturmak istiyoruz. Savunma sistemimizi güçlendirmek istiyoruz. Yani bu anlamda Rusya da sıcak bakarsa biz ileride bu işbirliğini düşünebiliriz.
NATO içinde NATO üyesi bir ülke NATO dışındaki bir ülkeyle nasıl işbirliği yapabilir diye bir ses gelebilir. Ama Rusya ile bu konuda işbirliği yapan diğer NATO ülkeleri de var. İkincisi de sen bu konuda işbirliği yapmak istemiyorsan Türkiye ile, Türkiye'nin başka ülkelerle işbirliği yapmasına karşı çıkmaman lazım. Esas olan bu. Ama bizim için prensip şudur: Biz kendi savunma sanayimizi ve sistemimizi güçlendirmek istiyoruz. Bu anlamda bizimle bu çerçevede işbirliği, yatırım ve teknoloji transferi gibi konularda işbirliği yapmak isteyen ülkelerle biz çalışmamızı sürdürürüz."
Çavuşoğlu'ndan ?Putin'e övgü'
"Türk milletinin gözü açıldı, gerçekleri görüyor" diyen Çavuşoğlu Rusya Devlet Başkanı Putin'e yönelik övgü dolu sözler sarfetti. Çavuşoğlu şunları söyledi: "Biz doğruları bundan sonraki süreçte de söylemeye devam edeceğiz. Esasen birçok ülkenin ya da siyasetçilerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den hoşlanmamasının sebebi de bu. Putin de açıksözlü, Putin de doğruları yüzlerine söylüyor, yanlışlar varsa onların yüzüne söylüyor.
Onlar da Rusya ve Türkiye'yi 2. sınıf ülke olarak görüyor. Ve 2. sınıf ülkenin liderleri bize karşı nasıl böyle bir eleştiri yapabiliyor, ancak biz bunları söyleyebiliriz, onlar söyleyemez diye böyle bir anlayış var. Bu şeyleri görünce, Erdoğan ve Putin'in dik duruşunu görünce, çok rahatsız oluyorlar, ama kusura bakmasınlar, eğer anlayışları böyle devam ederse, rahatsız olmaya devam edecekler. Bizim liderlerimiz onları rahatsız etmeye devam edecek. O nedenle Batı'nın da bu işleri anlaması lazım."
Haber Merkezi
Esad'dan PYD'ye darbe
Suriye'nin kuzeyindeki Haseke ilinde terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD ile Beşşar Esad yönetimi arasında çatışmalar tırmanıyor. Şam yönetimi, PYD'ye karşı savaş uçaklarının yanı sıra topçu birliklerini de kullanıyor.
Esad yönetimi Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi ABD ve Batı desteğinde Suriye'nin kuzeyini ele geçirmeye çalışan PYD/YPG birliklerine karşı hareete geçti. Halep'te isyancılara karşı üstünlük sağlayan Esad birlikleri, bu kez 'Büyük İsrail koridoru' oluşturmak için olağanüstü çaba sarfeden PYD'ye hedef alıyor
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Esad yönetimi ile PYD arasında 16 Ağustos Salı günü başlayan ve hafif şiddette devam eden çatışmalar, Perşembe günü öğle saatlerinde tırmandı. Çatışmalar Cuma günü de şiddetlenerek devam etti.
Rejim ordusu, Haseke'de PYD'nin kontrolündeki mahalleleri savaş uçakları ve toplarla bombaladı. İlçenin batısındaki Salihiyye, Tel Hacer ve Mufti mahallelerini hedef alan rejim bombardımanda 5 sivil ve bir PYD militanı öldü. PYD güçleri saldırıya Haseke merkezindeki rejim karargahlarını havan toplarıyla vurarak karşılık verdi.
Çatışmalar, hafif silahlarla sürüyor.
Suriye'de Mart 2011'de başlayan iç savaşın başından bu yana Esad yönetimi ve PYD arasında Halep'in kuzeyinde, PYD kontrolündeki Şeyh Maksud'da, Haseke'de petrol alanlarında ve kontrol noktalarında birkaç kez günübirlik çatışmalar meydana gelmişti.
Esad yönetimi, bu alanları PYD'nin hakimiyetine bırakarak güçlerini diğer bölgelere kaydırmıştı.
Esad yönetimi ve PYD, Suriye'nin kuzeyindeki Haseke ilini ve Kamışlı ilçesini birlikte yönetiyor. PYD bu bölgede Esad yönetimine vergi verirken, yönetim de kamu kurumlarını çalıştırmaya devam ediyor. Esad yönetimine bağlı memurlar 2011 öncesinde olduğu gibi işlerini sürdürüyor. Haseke'deki bazı işyerlerinin vergileri, PYD ve rejim arasında paylaşılıyor. Çoğu zaman rejimin ve PYD'nin kolluk güçleri kentte müşterek devriye yapıyor. Haseke'nin kuzeydoğusunda PYD kontrolündeki Rümeylan petrol sahasının PYD ve rejim tarafından birlikte korunduğu, çıkarılan petrolün bir kısmının Esad'a verildiği biliniyor. Ancak PYD'nin ülkenin kuzeyinde 'devletleşme' yolunda adımlar atması, Esad yönetiminin politikalarında değişikliğe yol açtı.
Haber Merkezi
Çin'den Esad'a askeri destek kararı
Çin Suriye'ye askeri destek verme kararı aldı. Çin kaynaklarından yapılan açıklamada tarafların askeri birliklerin eğitimi konusunda işbirliğinin geliştirilmesi ve Çin ordusunun insani yardımı konusunda görüş birliğine varıldığı açıklandı.
Suriye konusunda Türkiye, Rusya ve İran'ın birlikte hareket etmesi mini Avrasya birliği şeklinde yorumlanırken Çin'den de çok kritik bir hamle geldi.
Çin Suriye'ye askeri destek verme kararı aldı. Çinli Amiral Guan Youfei, geçtiğimiz Salı günü Suriye Savunma Bakanı Fahad Casim al-Freyc ile bir araya gelerek, gelecek işbirliği olanakları ile iki ülke arasındaki bağların güçlendirilmesini konuştu.
Guan Youfei görüşme ile ilgili olarak,
'Çin ve Suriye ordusunun geleneksel dostluk ilişkisi vardır. Çin ordusu şimdi Suriye ordusuna yardım ve işbirliği arzusundadır' diye konuştu. Çin kaynaklarından yapılan açıklamada tarafların askeri birliklerin eğitimi konusunda işbirliğinin geliştirilmesi ve Çin ordusunun insani yardımı konusunda görüş birliğine varıldığı açıklandı.
Şangay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü profesörlerinden Zhao Weiming Suriye krizinin barışçıl çözümüne ve IŞİD terörüne karşı Çin Ordusu'nun daha fazla katkı yapmasının zamanı olduğunu belirterek ??Çünkü kriz eskisi kadar yoğun değil. Rusya ve ABD Şubat ayında Suriye Hükümeti ve muhalefet arasında varılan ateşkes anlaşmasından sonra politik çözümler için görüşmeye başladılar.Çin Ordusu şimdiye kadar Suriye'de teröristlere karşı savaşmak üzere doğrudan askeri güç göndermedi.Guan'ın ziyareti daha ileri düzeyde bir işbirliğinin ilk adımı olabilir' diye konuştu.
Guan Youfei'nin Suriye ziyareti sırasında Rusya askeri yetkilileri ile de görüştüğü açıklandı.
Salih Müslim'den şok itiraf!
IŞİD karşıtı koalisyonun ABD'li sözcüsü Christopher Garver, kısa süre önce Menbiç'ten kuzeye doğru kaçan IŞİD militanlarına müdahale etmediklerini itiraf etmişti. PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim'den de 'IŞİD militanlarının Menbiç'ten kuzeye kaçmalarına göz yumduk' itirafı geldi.
Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu olan PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim, Menbiç'in geri alınmasının ardından IŞİD militanlarının kentten kaçışına izin verilmesinde ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun rolü olmadığını, sivilleri kurtarmak için müdahalede bulunmadıklarını söyleyerek, ABD'nin avukatlığına soyundu.
Geçtiğimiz günlerde IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun sözcüsü Christopher Garver, Menbiç'in kurtarılması sonrasında bazı IŞİD militanlarının kuzeye doğru kaçtıklarını, ancak konvoyda siviller bulunduğu için müdahale edilmediğini söylemişti.
Graver, '
Birlikte çalıştığımız güçler sivil ölümlerine yol açmamak ve rehinelere zarar vermemek için konvoya müdahale etmediler' demişti.
Garver'ın bu açıklamaları, ABD'nin IŞİD ile böylesi bir anlaşmayı ilk kez yaptığı iddialarına yol açmıştı.
İtiraf gibi açıklama
PYD Eş Başkanı Salih Müslim,
'IŞİD militanlarının Menbiç'ten kaçışı kentteki bazı sivillerin arabuluculuğunun ardından geldi. Bu, sivilleri IŞİD'den kurtarmanın tek yoluydu. Karar sadece Demokratik Suriye Güçleri'ne aitti, koalisyon herhangi bir rol oynamadı. IŞİD kaçarken yaklaşık 5 bin sivili canlı kalkan olarak götürdü' dedi.
İtiraf gibi açıklamalarda bulunan Müslim, her ne kadar 'karar Demokratik Suriye Güçleri'ne aitti' dese de ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD militanlarının yer aldığı konvoya saldırmaması anlaşmaya ABD'nin de onayı olduğunu ortaya koyuyor.
Bu bağlamda hem ABD hem de PYD'nin IŞİD ile anlaşması ilk kez ortaya dökülmüş oldu.
Haber Merkezi